2nLe. Şaman davulu, geçmişten günümüze kadar gelmiştir. Çeşitli frekanslar ile harmanlanan şaman davulu aslında Gök Tanrı inancında kam , din adamı rolündedir. Ama çeşitli kaynaklara da bakarsak , ” büyücü ” olarak da adlandırabiliriz. Şamanizm’ de davulun yeri özel anlam ifade eder. Ayin ve ritüeller esnasında , davul olmalıdır. Olmazsa çalışma yapmazlar . Altaylı lar bu davula aynı zamanda ” tüngür ” adını da vermişlerdir. Davul Türklerin de kültüründe yer alan bir nesnedir. Davulun yapıldığı kasnak , kayın veya sedir ağacından elde edilir. Bu ağaçlar’ dan tercih edilme sebebi ise; Göktürk döneminde bu ağaçların kutsal görünmesinden kaynaklanır. Davulun yüzeyinde bulunan, hayvan figürü dahi özel anlam ve önem taşır. En çok geyik ve yabani hayvanların yer aldığı davul yüzeyi , aynı zamanda bu hayvanların derilerinden yapılır. Araştırmacılar, bunun av kültürü ile olduğunu düşünmektedir. Davulun yüzeyinde kozmik evren lanse edilir. Yatay ve dikey hatlar ise, yer ve gök olaylarını temsil eder. Şaman davulu, aynı zamanda ruhlarla iletişim kurmak için kullanılır. Peki Şaman Davulu Ne İşe Yarar ? Şaman davulu, sesi, tınısı rüyalarım’ da yaşadığım tuhaf hisler.. Şaman davulu çok mucizevi bir şey, rüyalara yön veriyor ve kişiyi bir çeşit Şamanik yolculuğa çıkartıyor. Sürekli meditasyon yapan veya yapmadığı halde bu meditasyonu yapmaya karar veren bir insan , uyuyacağı esnada dinleyeceği şaman davulu meditasyonu ile , ruhunun derinliklerine yolculuk yapar. Aslında bizlerin yeni yeni farkında olduğu mistik süreçler , uzun uzun yıllar önce, Atalarımızın hakim olduğu olaylardır. Bazı meditasyonlarda veya herhangi bir çalışmaya başlamadan önce ilk olarak ön yargılarımızı kırmak gerekir. Bilinç altına kodlanan hiçbir negatif cümle , sizlere çalışmalar esnasında yardım etmeyecektir. Şaman davulu bir müzik değildir , saniyede yedi sabit vuruşla çalınan bir frekans diyebiliriz. Uyurken yani beynimiz delta modunda iken dinlemek , daha iyidir . Düzenli dinlemede şaman davulunun rüyalarınız da ışık olduğunu ve haberci rüyalar gördüğünüzü anlayacaksınız . Yazımızı bitirmeden önce , sizlere güzel bir Şaman öğüdü ile veda etmek isterim ; Zorluklar birer formalitedir. Ciddi zorluklar, daha ciddi olsalar bile hala formaliteden ibarettir. Gökyüzü oradadır, bazen bulutlarla kapanmış olsa bile bazen biraz çaba göstererek, mesela bir uçağa binerek aynı mavi gökyüzüne ulaşmak mümkündür. Herkese barış! KAM DAVULU Kişiye özel Kam Davulu Orta Asya Şaman Davulu Geleneksel Yapım ve Kullanımına Dair Bilgiler-Mircea Eliade Sibirya Şamanları ayin sırasında bir de davul kullanırlar. Şaman giysisinden daha eski olduğu anlaşılan bu alet, Şaman giysisinin bugün artık ortadan kalkmış olduğu yerlerde bile kendini korumuştur. Türk-Moğol halklarında Şaman davulları, genel çizgileri ile aynı biçimdedir. Güney ve Kuzey Altay halklarında davulun parçaları, hazırlanması, yapısı ve deriye çizilen şekillere dair Radloff Anohin Potanin, Potapov-Menges’de geniş bilgiler vardır. Şaman davulunun adı Radloff’da tünür, tüñür ya da tür’dür. Potanin’de tüñir, Anohin’de ise, tünür ya da çalu olarak geçer. Şorlarda bu davula tür denir. Radloff kendi saptadığı her üç şeklin Moğolcadan geldiğini yazar. Anohin’de geçen çalu ise, Türkçe olup çal- yükleminden yapılmış bir addır. Oysa bu yazara göre çalu, davulun içinde bulunan ve Şa Simin Işık UysalŞamanik yolculuk yapmak için ilk olarak bilinç durumunuzu değiştirmeniz gerekir. Peki bunu nasıl yapacaksınız? Yerli şamanik toplumlar, yakın çevrelerinde kolayca bulunan ne varsa onu kullanırlar. Yani çölde yaşayan bir topluluk ile cangılda yaşayan bir topluluk durumlarını değiştirmek için farklı araçlar kullanır. Kabile toplumlarında şamanlar bilinç durumlarını değiştirmek için pek çok teknikten faydalanırlar. Nefes kontrolü, oruç tutmak, uykusuz kalma, vizyon arayışları, dans etmek, şarkı söylemek ve bazı kültürlerde çevrelerinde bulunan psikotropik bitkileri tüketmek bunlar arasındadır. Diğer yandan, pek çok kültürde şamanın bilinç durumunu değiştirmek için yaygın olarak bir vurmalı çalgı, özellikle de davul kullanılır. Kullanılan diğer çalgılara örnek olarak, Avustralya’da didgeridooları, birbirine vurularak kullanılan çubukları, çıngırakları, kaynana zırıltısını, Orta Asya Bön Po şamanlarınca kullanılan zilleri de verebiliriz. Orta Asya halklarında, şamanın yolculukları için kullandığı temel araç davuldur. Davulun Şamanizm kültüründe yadsınamayacak bir yeri vardır. Buryatların, günümüzde halen kullanılan şaman davulunun nasıl oluştuğu hakkında muhteşem bir öyküsü vardır... Şimdi sizinle o öyküyü paylaşmak istiyorum... İlk Buryat şamanı çok becerikli ve gözüpektir. Zengin fakat çocuğu olmayan bir aile şamana başvurur. Şaman da, ailenin çocuk sahibi olması için Tanrı ya da ruhlara başvurmaktansa, çocuğu kendisi yaratır. Göktanrı, bir gün kanatlı habercilerini, neler olup bittiğini öğrenmeleri için aşağıya, dünyaya yollar. Haberciler, çok güzel bir erkek çocuğun doğmuş olması dışında verecek bir haberleri olmadığını söylerler. Göktanrı, böylece ilk şamanın tanrılardan çekinmeden bir çocuk yarattığını anlar. Bunun üzerine çocuğun canını alıp getirmeleri için habercilerini yeniden aşağı yollar. Haberciler, çocuğun canını alır ve Tanrı’ya götürürler. Tanrı, canı alır, bir sineğe dönüştürür ve bir şişeye koyarak ağzını da başparmağı ile kapatır. Hasta yatan çocuğun ailesi şamana başvurur. “At” olarak adlandırdığı davulu ile şaman, çocuğun kaybolmuş canını bulmak için Aşağı ve Orta Dünyalarda dolaşır. Aradığını buralarda bulamayınca, bu sefer daha önce gitmediği kadar uzağa, Yukarı Dünyalara gider. Orada Tanrı’yı elinde içinde çocuğun canının olduğu şişeyle görür. Tanrı’ya canı geri vermesi için yakarır ama alamaz. En gözüpek şamanın bile pes edeceği bu durumda bile geri dönmeyi, başladığı işi yarım bırakmayı kabullenmez. Kendisini bir eşekarısına dönüştürür ve Tanrı’yı alnından sokar. Acı ve şaşkınlık içindeki Tanrı, elini alnına götürmek için şişeyi bıraktığı anda şaman çocuğun canını şişeden kapar ve dört nala köyüne geri giderek çocuğun canını bedenine yerleştirir. Çok sinirlenen Tanrı, şamana bir yıldırım gönderir. Yıldırım davula isabet eder ve onu ikiye ayırır. Bugün bildiğimiz şaman davulu işte o günden kalmadır. Şamanik yolculuk ritmi müzik değildir. Saniyede dört ila yedi sabit vuruşla çalınan monoton bir ritmdir. Bu vuruşlar zihinsel konuşmayı sessizleştirerek bize, konsantrasyonu sağlamaya yardımcı olan bir odaklanma sağlarlar. Araştırmacılar bunu beyin dalgalarımızın sese verdiği tepki olarak açıklar. Uyuduğumuz sırada, rüya görürken beynimiz delta durumundadır ve saniyede 1 ila 3 hertz arasında sinir sinyali ateşler. Uyanık fakat dinlenir durumdayken ise Alfa durumuna geçer ve sinir sinyalleri de saniyede 8 ila 13 Hertz arasındadır. Gündelik hayatlarımızda işlerimizi yaptığımız, konsantre olarak çalıştığımız zamanlarda ise Beta durumundayızdır ve beynimiz de 13 ila 20 Hertz arasında sinir sinyali ateşlemektedir. Gün içerisinde beynimizin sol yarısı, temel olarak beta dalgalarında işlev görürken, duygusal ve sezgisel işlevlerimizin merkezi olan sağ yarısı alfa durumundadır. Gün içerisinde, çalışma ve dinlenme zamanlarında genel olarak beynimizin bu iki yarısında gider geliriz. Alfa ile beta durumu arasında ise, beynin 4 ile 7 Hertz arasında sinyal ateşlediği teta durumu bulunur ki bu durum uyku ile uyanıklık arasındaki rüya benzeri imajlarla ilişkilidir. Teoriye göre, şamanik davul ritmi sırasında beyin dalgalarımız ritime uyarak bizi, bazılarının “sonik sürüş” adını verdiği teta durumuna sokar. Burası imajların aktığı tam da burası, görünen ve görünmeyen dünyalar arasındaki gizemli bölgedir. Şamanik yolculuk için davul ritminden faydalanmak son derece pratik ve işe yarayan bir yol. Atölye çalışmaları sırasında, daha önce hiç şamanik yolculuk deneyimi olmayan katılımcıların, davul ritmi yardımıyla yapılan daha ilk yolculuktan bile yararlı sonuçlar alarak döndüklerini görüyorum. Şamanik yolculuk yapmak, rüya görmek ya da hayal kurmak gibi doğal bir şey ve herkes yolculuk yapabilir. Başarılı yolculuklar yapmanın anahtarı ise gevşemek, hayal gücünü kullanmak, niyete odaklanmak, konsantrasyon, aşırı kontrol isteğinden ve beklentilerden vazgeçerek deneyime teslim olabilmektir. "Karanlıkta Görenler" kitabından yayıncının izni ile yayınlanmıştır. Hiçbir şekilde kopya edilemez. Abdülkadir İnan Bütün yer yüzündeki din adamlarının özel kıyafet taşıma­ ları çok eski devirlerden, iptidaî çağlardan kalma bir gelenek ve görenektir. Kıyafete ve dış görünüşe hiçbir önem ve değer vermiyen İslâm dinine mensup din adamları bile komşu ulus­ların ve eski dinlerin geleneklerine uyarak “ kisve-i ilmiyye” bi­datini icad etmişlerdir. Şamanizm rahipleri olan kamların da kendilerine mahsus kıyafetleri cübbe ve külâhları vardır. Kam ın cübbesine Altaylılar manyak, Yakutlar kumu yahut oyün tangasa şaman giyimi derler. K am bunları ancak âyin yaparken giyer. Şamanlığa namzet olan genç, staj gördüğü müddet içinde, cübbe giymez, âyinleri adî elbisesiyle yapar. Geleneğe uygun bir cübbe hazırlamak pahalıya mal ol­duğu için bazı kamlar, ruhlarının özel müsaadeleriyle, birkaç yıl cübbesiz âyin yaparlar. Fakat cübbesiz kamlar kötü ruhlara karşı fazla cesaret gösteremezler. Bunun içindir ki her kam ne yapıp yapıp şaman kıyafeti elde etmeğe çalışır. Kamlar için kıyaffetten sonra en önemli şey davul yahut dümbelektir. Şaman, cübbe ve davulunu kendi arzu ve isteğiyle değil, fakat hizmetinde bulunduğu ruhun emir ve ilhamına göre yap­ tırır. Cübbe ve davulun vasıfları ve biçimi, süsleri bütün teferruatiyle bu ruh tarafından tarif edilir. Ruhun istediklerinden en ufak bir nesne eksik olursa bu cübbe ve davul âyin yapmıya yaramaz. Ruh ve ruhlar tarafından şaman olmağa çağırılan kimse cübbe ve davul yaptırmağa yardım etmeleri için akraba ve dostlarına müracaat eder; bunlar da cübbe ve davul için ge­reken malzemeyi armağan ederler. Malzeme hazır olduktan sonra kadınlar toplanıp cübbeyi dikerler. Bu işe iştirak edenlerin edep ve ahlâka aykırı hareket etmeleri kesin olarak yasaktır. Cübbe hazır olduktan sonra şaman bir âyin yapar. Bu âyine “ yelbü çıkar-” yahut “ manyak arüla-” denir ki “ manyak takdis etme” anlamına gelir. Şaman bu âyinde cübbenin ruh­lar tarafından beğenilip beğenilmediğini öğrenmek ister. Koruyucu ruhlar bu manyakı dikkatle tetkik ederler, beğenirlerse cübbe âyin yapmağa yarar; beğenmezlerse eksikleri tamam­lanır. Şaman cübbesi, gelenek olarak, otuz parçadan yapılmış sayılırsa da hakikatte altmış kadar muhtelif parçalardan mürek­ keptir. Cübbenin esas kısmı meral veya beyaz koyun derisinden yapılan ceketten ibarettir. Başka parçalar bu cekete dikilir. Bu parçalar, şamanların ruhlar dünyasında bulunduğunu tahayyül ettikleri bütün varlıkların sembolleridir. Meselâ, cübbenin yakasında sıralanan dokuz küçük kukla Ülgen’ in dokuz kızını, küçücük cübbeler onların elbiselerini, demir veya başka made­ni şeyler küpelerini temsil eder. Kötü ruhlarla mücadelede kul­landığı “ mânevi” yayın ve diğer silâhların sembolleri küçücük yay ve çıngıraklardır; ve kötü ruhların fısıltılarını dinlemekiçin kulak, ay, güneş, yıldızlar, Erlik dünyasında yaşıyan kur­bağalar, yılanlar hep cübbede temsil olunur. Bu semboller ör­güler, kumaş parçalan, madenden yapılmış süs ve sairelerden ibarettir. Yakut “ oyün” şamanlarmm cübbelerinde, teferruatı ba­kımından, Altay kamlarının cübbelerine nazaran, bazı farklar bulunuyorsa da, esas itibariyle aşağı yukan birbirinin aynı de­nilecek mahiyettedirler. Yakut şamanın cübbesindeki farklar­dan önemlileri “ emeget” denilen ruhun sembolü ile kuş resim­leridir. Emeget bazı cübbelerde insan resmi, bazısında madenî bir süs ile temsil edilir. Şamanın cübbesiyle beraber külâhı börk de hazırlanır. Külâhın esas kısmı üç kanş uzunluğunda kırmızı kumaş­tan olur, etrafına da üç tane düğme konulur. Astan kaba ve âdi kumaştır. Külâhın üç yerine vaşak derisi dikilir; bunlardan biri göz, biri alın ortası, biri de ense hizasına konulur. Şu suretle külâh üç kısımdan mürekkep olur ki bundan dolayı “ üf üyelüü kuş pörük üç boğumlu kuş külâh’ denir. Göz üzerindeki kışıma, külâhın kenarına, saçaklara mu­vazi olarak, bir sıra türlü türlü boncuklardan diziler konur. Her dizide beş boncuk ve ucunda bir “ yılan başı” salyangoz kabuğu yahut eşek boncuğu bulunur. Dizilerin sayısı muh­teliftir, beş, dokuz veya on altıdır. Bu süslere “ iniciler” denir. Bu süslerden başka bazı külahların kulak hizasına sincab de­risiyle bir büyükçe boncuk konur. Bu sincab derisine “ kulak” , boncuğa da küpe sırğa denir. Alın kısmı, külâhın tam alın hizasına birkaç sıra, yılan pajı eşek boncuğu dikilir; bazı külahların alın kısmı da göz hizasındaki süslerle süslenir. Yukarıda gösterilen süslerden başka bazı külâhlara iki sırma kaytan ilâve olunur. Bu kaytanın biri dokuz yerinden düğümlenir ve buna ebekuşağı alâim-i sema şekli verilir, diğer bir parçası da bunun üzerine dikilir. Külâhın tepe kısmı beyaz koyun yününden örülmüş kaim kaytanla doldurularak zikzak şeklinde dikilir; ortasına dokuz düğüm kabartma yapılır. Bazı külâhlara yalnız dokuz düğüm koymakla iktifa olunur. Külâhın ense kısmı aynı dikişle doldurulur. Bazan de uçan kuş resimleri nakşedilir. Külâhın tepe kısmı azçok daralır; kenarına iki, dokuz veya otuz tane baykuş tüyü ülberek dikilir. Âyin yapmak için gerekli nesnelerden biri davuldur. Al­tay Ular ve Yakutlar şamanların kullandıkları davula tüngür derler. Bu kelimeye eski metinlerde, bu mânasiyle, rastlanmı­yor. [1] Fakat davulun şaman âyinlerinde Doğu Asya’da çok eski zamanlarda kullanıldığına dair Çin kaynaklarında kayıt­lar bulunmaktadır. [2]Eski Yenisey Kırgızları’nın şaman âyin­lerinde saz çaldıklarını XI . yüzyıl tarihçilerinden Gardizi haber vermektedir. Bugünkü Kırgız Kazak baksıları kopuz kullanırlar. Eski Oğuzlarda, Islâmdan sonra, şamanizm geleneklerini de­vam ettiren ozan’lar kopuzu mübarek saymışlardır. Dede Kor­kut her hikâyede kopuzu ile meydana çıkıyor, ad verirken, dua alkış ederken hep kopuz çalıyor; Oğuz kahramanı kopuzun sesinden kuvvet alarak mücadelede galip oluyor. [3] Yakut şamanları davul bulunmazsa bunun yerine at kuy­ruğu kullanırlar. Bu âdet, Doğu Türkistan bakşılarımn “ tuğ” lariyle mukayese edilebilir. Umumiyetle Yakut şamanları davula Altay şamanları kadar önem vermezler. Bunların davul­larında Altay şamanlarının davullarında bulunan muhtelif sembolik resimler de bulunmaz. Şamanların davul sahibi olmaları da, tıpkı cübbe sahibi olmaları gibi, koruyucu ruhlarının emriyle olur. Hiçbir şaman kendi arzu ve isteğiyle davul yaptıramaz; yaptırdığı davulu koruyucu ruh veya ruhlar tarafından kabul edilmedikçe kul­lanamaz. Şor kamları davul yapma emrini ilhamını Mustağ = Buzdağ denilen dağdan alırlar. Mustağ şamana bütün ömrü boyunca kaç tane davul kullanılabileceğini tayin eder. Tayin edilen sayı tamam olunca şamanın ömrü de tükenmiş olur. Şamanların bu inancına dair L . P. Potapov garip bir olayı anlatıyor. Sandra adlı bir kam Potapova “ tayin edilen davullarının sayısının tamam olduğunu, binaen aleyh yakında öleceğini” söylemiş. Gerçekten bu kam birkaç gün sonra ölmüş. Davul tüngür daire veya yumurtamsı biçimde olur. Yakut şamanlarınm kullandıkları daha ziyade yumurtamsı şekilde yapılan davullardır. Davul yapmak için kayın ağacı yahut sedir möş ağaç, deri, madenî süsler, kıl sicimler kullanılır. Davul yapılacak ağaç obadan uzakta bitmiş, insan ve hayvan dokunmamış temiz ve sağlam olmalıdır. Davul yapıldıktan sonra ardıç ağacı yakılıp tütsülenir, ruhlara şarap serpilir saçı yapılır. Davulun değeri 15-20 ruble olur; “ manyak” la beraber, evin üst başında, bir köşede saklanır. Davulun esas kısmı olan ağaç ve demir hiçbir zaman değiştirilemez; derisi ise değiştiri­lebilir. Biri ölen evde bulunan davul, Erlik’in elçisi Aldaçı’nın yaklaşmasiyle kirlenmiş ve kuvvetini kaybetmiş sayılır. Böylece kirlenmiş ve kuvvetini kaybetmiş olan davulların derisi derhal değiştirilir. Bu gibi hâdiselerde davulla beraber bütün şaman mukaddesetı da — manyak, yalama, bayrı, yayık muhafaza edi­len torba da— kirlenir, “ habis* ’ olur. îhtiyatkâr şamanlar ve ev sahipleri, hastanın öleceği anlaşıldığı dakikada şaman’a ait eşyayı evden çıkarırlar. Her davul, şamanın ölümünden sonra ormana götürülüp, parçalanır ve bir ağacın dalına asılır; şamanın ölüsü’ de bu ağacın yanına gömülür. Şamanın defni iesnasında hususi âyin ve merasim yapılmaz, İlâhiler de okunmaz. Şamanlar, mümkün olduğu kadar, obadan ve yollardan uzak bir tepeye, hayvan sürüleninin yaklaşamıyacağı yeredefnedilir. Müslüman Kazak-Kırgızlar da büyük baksılan umumî mezarlıklardan uzaklara gömerlerdi. Yalnızlıktan şikâyet eden Kırgız-Kazak şairi Abay, bu eski âdete işaret ederek, “ baksının mezarı gibi tek başıma kaldım” diyor. Molasınday BaksıningCalgız kaldem tapçınım Ölen şaman’ın vasiyeti üzerine bazı akrabası yeni davul yaptırır ve evine asarlar. Eski an’anaye göre şamanların evinde iki davul bulunur bunlardan biri âyinlerde kullanılır, İkincisi de bir köşede saklanır. Bazı istisnaî vaziyetlerde şamanlar davul yerine yölgö kü­çük yay kullanırlar. Fakat yölgö ile âyinin ancak bir kısmıyapılır, tam âyin yapılamaz. Yölgö ile âyin yapabilmek için önce koruyucu ruhların arzuları anlaşılmış olması gerektir. Bazı şamanlar birçok âyinlerde yalnız yölgö kullanmakla iktifa ederler. Fakat bunlar ancak kendi akrabalarının dinîihtiyaçlarını tatmin için âyin yapan şamanlardır. Davulun tokmağı da, davul ve cübbe gibi, özel törenle hazırlanır. Altaylılar davul tokmağına orbu, Yakutlar ise bulaayah derler. Bu tokmak kayın ağacından yahut sığın geyik boynuzundan yapılır. Davul âyin sırasında şamanın ruhu mânevî varlığı dün­yayı dolaşırken, taşıt ödevini görür. K arada gezerken davul at, tokmak kamçı, sulardan geçerken davul kayık, tokmak kü­rek, göklere çıkarken binilecek kuş olur. Altay şamanlarmm davullarının içinde ve dışında birtakım resimler bulunur. Bu resimler Anohin’ e göre şöyle izah edilir [4] Daireyi ikiye ayıran düz ve kalın bir çizginin yukarısında, bir başın iki yanındaki iki daire güneş ve ayı temsil ederler. Yay şeklindeki kaim çizgiler ebekuşağıdır, her davulda görülür. Ebekuşağının altında tanrıdan yere inmiş kayın ağacının, derisi davul için kullanılan meralin geyiğin resimleri vardır. Da­vulun derisi üzerinde geçmiş bir kamın, bazı ruhların, ebeku­şağı, ay, güneş, yıldızların resimlerinde başka üst dünyanın ve yer altındaki kötü ruhların, kurbanlık hayvanın resimleri de bulunur. Bunlardan başka âyin icra edilen bir sahne de tersim edilir. Beltir ve Sagay kamlarının davullarındaki resimler Katanov tarafından izah edilmiştir. [5] Ona göre davulda yedi sarı kız çetti sarig kız, meral, kurbağa, yılan, mukaddes kayın ağacı, ay, güneş, yıldızlar ve hastalık taşıyan ruhların resimleri bulunur. Davulun derisi yırtılırsa tutkal ile yapıştırılır. Davul üze­rine ateş kıvılcımı düşerek yakarsa şamanlar bunu fena alâmet sayarlar, en ufak bir delik bile olsa davulun derisini çıkarıp yeni deri koyarlar. Eski deriyi ormana götürüp bir kayın ağacı dalma asarlar. Doğu Türkistan’ın müslüman kamları “ bakşı” ları Altay şamanlarmm davulu yerine dap def ve dombak kullanırlar. Âyin yaparken dap kamın ardakaşı yardımcısı tarafından çalınır, dombakı ise kamın kendisi kullanır. Bazı bakşılar ravap rübab denilen üç telli bir saz ile âyin yaparlar. Makale Kaynakçası [1] – Eski Türkçe metinlerde davul anlamında tüngür kelimesine rast­lanmıyor. Eski Türkler davula küvrüg derlerdi. [2] – Hyacınth, II, ı6, 32. [3] – Kilisli neşri, s. 10 5; Orhan Ş. Gökyay, s. 71. Oğuzların kopuzu mübarek saydıkları bilhassa onuncu hikâyeden çok açık görülüyor “ oğlan sürmürdi örüturdı. Kılıcınım balçağına yapıştı kim bunu çırpa. Gördi kim elinde kopuz var, aydur mere kâfir, Dedem Korkut kopuzı hörmetine çalmadım, dedi. Eğer elinde kopuz olmasaydı ağam başıçün seni iki para kılurdum, dedi” . Kilisli, 14 9 ; O . Ş. Gökyay, 130. [4] – A .V . Anohin» Altay şamanlığına ait maddeler, s. [5] – Proben I X , 563-566.

şaman davulu ne ise yarar